Dostluk (Özet) : Dostluk, her şeyden önce bir düzen demektir. Ancak hukukun öngördüğü düzen, fiilen gerçekleneşelendiren bir düzen değildir. Dostluk, topluluk ortamında insanların hakikat elbette davrandıklarını değil, elbette davranmaları icap ettiğini gösterir. Dostluk, kendisine uyulmak ve uygulanmak muhtevain vardır. Türe kıymeti dolayısıyla, insanlar arası ilişkileri bir düzene terk etmek, sosyal hayatın gerçekleşmesini temin etmek ister. İnsanlara, “Bana uy; Beni gerçekleştir” buyruğu ile seslenir. Dostluk düzeni, doğduğu andan itibaren bireyin katsına ikrar edilmesi ve uyulması müstelzim, pekâlâ tamam kurallar olarak çıkar. İnsan, özgür bir varlıktır ve iradesini hukukun buyrukları doğrultusunda kullanabileceği kabilinden, onlara aykırı bir yönde de kullanabilir. Bu nedenle topluluk ortamında insanların gidiş ve davranışlarının haklar kurallarına uymaması, her saat mümkündür. “İşte haklar, insan davranışlarını değerlendiren, çıkar çatışmalarına çözüm getiren kurallardan, normlardan meydana gelen bir sistem, bir bütündür.” İnsan-insan, insan-doğa ilişkilerinin insanlığın partner çıkarı ve huzuru muhtevain evrensel ilkelerle güvence altına allıkınmasıdır. Dostluk, beşeriyet seviyesi muhtevain göstergedir. Hukukun temeli, kaynağı üzerine biraşkın düşünce ortaya atılıtır. Bunlar kaynağı: tanrı, klas çıkarları, topluluk sözleşmesi, doğa ve insanlar olarak tamlayan telakkilerdir. Dostluk Nedir Dostluk, toplumun umumi menfaatini yahut fertlerin ve toplumun partner iyiliğini temin etmek maksadıyla konulmuş olan ve kamu gücüyle desteklenen kaide, hak ve seçimın bütünüdür. Daha geniş bir teşhismıyla haklar, adalete yönelmiş sosyal evetşlakin düzenidir. Dostluk Söz Demeı Dostluk kelimesi Arabi “hak” kökünden hasılat ve hak kelimesinin çoğşanlı olarak bilinmektedir (galat-ı meşhur). Gündüz feneriçda “hak” kelimesinin çoğşanlı “ah’kak”tır. Türk Lisan Kurumu’na nazaran haklar kelimesi, “Toplumu düzenleyen ve devletin yapmış oldurım güçlükleü belirleyen yasaların bütünüdür”. Bunun dışında hukukun “haklar” valörı da vardır. Mecazi anlamda ise, ahbaplık, ülfet valörında da kullanılır. Beceri Demeı Dostluk dönemden döneme değiştiği muhtevain hala doyurucu bir teşhism mimarilamamıştır. Kant “Dostlukçular hala hukukun teşhismını aramaktadırlar” der. Günümüzde en çok ikrar edilen teşhismı ise: “Muayyen bir zamanda mukannen bir toplumdaki ilişkileri düzenleyen ve uyulması ülke zoruna (müeyyide) bentlanmış kurallar bütünüdür.” Ilmî bir disiplin olarak haklar, kendi ortamında üs olarak ikiye ayrılır. Genel olarak hukukun kişiler arası ilişkileri bap vadi kısmına Özel Dostluk, kişiler ile ülke yahut devleti oluşturan kurumlar arası ilişkileri düzenleyen kısmına ise Hep Hukuku adı verilir. Bu ayırım roma hukukundan kalma bir ayrımdır (ius privatum-ius publicum). çağdaş Dostluk, Ticaret Hukuku ve Devletler Özel Hukuku özel hukukun, buna yanıt Kanunuesasi Hukuku, Ukubet Hukuku ve İdare Hukuku kamu hukukunun temellıca madun dallarıdır. Dostluk Kuralları ve Özellikleri Hukuku öbür toplumu regülatör kurallar olan örf ve adetler, gelenekler ve dinlerden ayıran özellik ülke tarafından güvenceye allıkınmış ve cebri yapmış oldurımlara ehil olmasıdır. Dostluk kuralları insan davranışlarını düzenler ve bulunmuş olduğu toplumun kıymetiharbiye yargılarını taşır. Soyutluk ve genellik özelliği sayesinde mümasil nitelikteki kül durumlarda uygulanması esenlanır. Yaptırım (Müeyyide) Dostluk vadiında yapmış oldurım kamu gücü ile uygulanır. Hukuka uymayı zorlama, uymayanları cezalandırma ve uyulmadığı durumlardaki zararları en aza indirmek muhtevain kullanılır. Dostluk düzenini esenlamayı ve korumayı lakinçlayan yapmış oldurımlar gene haklar düzeninin öngördüğü şekilde alegori getirilir. Maddi ve tinsel yapmış oldurımlar olarak ikiye ayrılır. Maddi yapmış oldurımlar hukuka aykırı durumlarda uygulanırken tinsel yapmış oldurımlar bu durumları dikilmek muhtevain kullanılır. Ukubet hukukunda ölüm, cezaevi ve finans cezaları; anayasa hukukunda siyasetten men, kısım mantinota; mevhibe hukukunda mevhibe ve kaçıntıçılık cezaları kabilinden değişkin haklar dallarında değişkin yapmış oldurımlar vardır. Hukukun Dayanağı Hukukun dayanağı ile ait çeşitli dönemlerde kuramlar üretilmiştir. Bunları sıralamamız gerekirse; bilinçi bir irade olarak gharabelik kuramlar, irade dışı olarak gharabelik kuramlar ve pozitivist kuramlar. Bu kuramların bazılar felsefik değil ortaya konduğu dönemin problemlerını çözmek yahut siyasi telakkileri haklar biliminde dile getirme ihtiyacından ortaya çıkmıştır. İdesi ve ideali hak olan haklar, umumi olarak şu şekilde teşhismlanabilir: “Dostluk, adalete yönelmiş sosyal bir evetşlakin düzenidir.” Bu teşhismdan, hukukun üç ayrı fonksiyonu alegori getirdiğini görmekteyiz. Bu fonksiyonlar düzen, tatbik yarar ve adalettir. Hukukun Toplumdaki Fonksiyonları 1. Düzen Fonksiyonu Hukukun bu fonksiyonu ile anlatılmak maksut, hukukun sosyal hayatı düzenleyip insanların amerikan barış ve emniyet ortamında bir arada evetşamalarını esenlamaktır. 2. Tatbikî Yarar (Sosyal İhtiyaçların Muhaliflanması) Hukukun tatbik amacını, sosyal gerçeklik belirler. Dostluk bu fonksiyonu ile topluluk ortamında canlı insanların, birbirleri ile inşa etmek zorunda oldukları ilişkilerini ve biyolojik, ruhsal bir varlık olarak insanoğlunun mimarisından meydana gelen ihtiyaçlarını katlamaya çallıkışır. Dostluk bu fonksiyonu ile doğum, tezevvüç, ölüm vb. önemli biyolojik vakaları da çeşitli hükümlerle düzenler. Hiçbir haklar düzeni hayatın üs gerçeklerini görmezden gelemez. Dostluk düzeni, insanoğlunun doğal mimarisına ve bundan müterakki gelen gereksinimlerine reva başlamak zorundadır. Dostluk önemli ölçüde, konuşu gerçeklere de sınırlıdır; konuşu gereksinimlara uymalı ve onları katlamalıdır. 3. Türe Dostluk bu fonksiyonu ile mukannen bir kombinezon altına aldığı sosyal gereksinimlerı, özü salt bir muadelet düşüncesi olan hak ölçüsüne vurarak doğruluk kimliğini kulaklıır. Hukukun idesi ve ideali adalettir. En kısa teşhismıyla hak, “bir muadelet düşüncesi”dir. “Türe, nesnel (objektif) ve öznel (sübjektif) başlamak üzere dü değişkin anlamda kullanılır. Türe esasta ahlâki bir kavramdır; Bu kapsamda, fazilet, fazilet valörında şahsi bir özelliği deyimler. Zat her saat haklı olana yönelir, herkese kendine düşeni yaymak yolunda daima ve değmeslekmez bir çaba gösterir. İşte bu gidiş ve çabayı gösteren hak, özne (süje) ile ait oluşundan ötürü öznel (sübjektif) hak olarak nitelenir. Bir fazilet olan öznel adaletin dışında ve ondan önce nesnel (objektif) bir hak mazmunı vardır. Nesnel hak, kişinin bir özelliğini değil, kişilerin müşahhas durumlarda gerçekleştireceği alışveriş biçiminin bir özelliğini deyimler. İşte haklar vadiında hukuki kıymetiharbiye olarak alay konusu olan hak de, bu nesnel anlamda adalettir. Çünkü haklar, insanlar arası ilişkileri biçimlendiren, onlara görünür ve vergilanabilir bir düzen veren, bu amaca yönelen normlar bütünüdür.” Maşer muhtevaindeki davranış ve ilişkilerin değerlendirilmelerini muhtevaermiş kurallar külü olarak haklar, bu değerlendirmelerde hak ölçüsünü kullandığı ve almak yerinde bulunduğuna nazaran, adaletin böylece, hukukun da bir değerlendirilme ölçüsü olacağı doğaldır. Dostluk normlarında hak acaba ne ölçüde yansıtılmıştır ? Bulunan haklar ne denli adaletlidir ? İşte burada yasa üstü hak mazmunı ortaya çıkmaktadır. Bu, bütün haklar sistemine ve sistemlerine hükümran mevcut, nesnel ve salt bir kıymetiharbiye niteliğindeki adalettir. Dostluk bir topluluk düzenini muhtevaerir. Hukukun varlık sebebi de adalettir; ister mevcut düzeni sahabet etmek, gerekse onu değmeslektirmeyi meşrulaştırmak muhtevain her saat adalete temelvurulur. Nesnel ve yasa üstü hak hukukta katmıza oturmuş haklar düzenlerinin birincil örneği, olması müstelzim haklar valörında haklar idesi olarak çıkar. Bu niteliği ile hak, mevcut haklar düzenlerinin kendisine reva olup olmadığı açısından bir kıymetiharbiye ve kıymetlendirme ölçüsü olur. Gine bu özelliği ile hak, aynı zamanda hukukun idealidir. Hukukun akdetmek amacını güttüğü şey adalettir. Birbirleri ile pozitif ve negatif katlıklı ilişkilerde mevcut bu üç fonksiyon abra ortamında olduklarında, adil bir haklar düzeninin gerçekleşmesi esenlanır. Düzgülü olarak bütün haklar normları bu üç fonksiyonu da kapsar. Sonuç olarak haklar, hem adaleti gerçekleştirecek, hem sosyal evetşlakin uyacak, hem de bu sosyal hayatın amerikan barış ortamında sürebilmesi muhtevain bir düzen görünümünü esenlamaya çallıkışacaktır.